HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Basına ve Kamuoyuna! 

Hêzên Taybet üyesi, üstün niteliklere sahip Apocu fedai militan ve komutanlar olan Hewram Şaho, Baran Mamo, Haydar Munzur, Zana Stêrk ve Karker Mazlum yoldaşlarımız, 16 Ocak 2019 günü Garê’deki bir kampımızda gerçekleşen kazada şehadete ulaştılar. Şehit yoldaşlarımızı sevgi, saygı, minnet ve en derin bağlılıkla anıyoruz.

Kurdistan’ın farklı parçalarından olan, her biri farklı bir yerden gerillaya katılan Hewram, Baran, Haydar, Zana ve Karker yoldaşlarımız PKK ortamında bütünleştiler. Apocu Hareket’in birleştirici mayasını kişiliklerine yedirerek özgür birer insan, erdemli kişiler, fedai militanlar ve güçlü devrimciler haline geldiler. Ailelerinden ve çevrelerinden aldıkları ahlaki politik toplum özünü Apocu ideoloji ile harmanlayarak yenilmez neferler oldular. Zîlanlar’ın ardılı olup Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak için Hêzên Taybet’e geçtiler. Kendilerini tamamen Rêber Apo ve Kürt halkının özgürlüğüne adayarak mücadelemizin tüm gerekliliklerini fedaice yerine getirmeye çalıştılar. Her biri kendi alanında uzmanlaşan, birer bilim insanına dönüşen, Kurdistan dağlarında kıt imkanlarla büyük ürünler açığa çıkaran ve gerilla mücadelemize ivme kazandıran çok nitelikli usta yoldaşlar haline geldiler. Apocu fedai militanlıkta ve profesyonel gerillacılıkta örnek birer öncü olarak öne çıkıp, dönem görevlerine başarıyla yanıt oldular. Böylesine bağlı, özlü, dürüst, emekçi, gelişkin, kendisini yetiştirmiş ve uzmanlaşmış fedai yoldaşları bir kaza sonucu şehit vermenin acısını yıllardır yaşamaktayız. Birbirinden değerli Apocu fedai yoldaşlarımızı saygıyla anarken, onların anısını yaşatmanın, çalışmalarını büyütmenin ve amaçlarını mutlaka başarmanın çabasını şimdiye kadar verdiğimiz gibi, bundan sonra daha güçlü vererek şehit yoldaşlarımıza layık olacağımızın sözünü veriyoruz.

Bu temelde şehit yoldaşlarımızın değerli yurtsever ailelerine ve tüm yurtsever Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:


Kod Adı: Hewram Şaho

Adı Soyadı: Madih Gülistani

Doğum Yeri: Kamyaran

Anne – Baba Adı: Pexsan Serifyan – Wacit

Şehadet Tarihi ve Yeri: 16 Ocak 2019 / Garê

Hewram Şaho – Madih Gülistani


Kod Adı: Baran Mamo

Adı Soyadı: Ümit Çinkılıç

Doğum Yeri: Hatay

Anne – Baba Adı: Ayşe – Hasan

Şehadet Tarihi ve Yeri: 16 Ocak 2019 / Garê

Baran Mamo – Ümit Çinkılıç


Kod Adı: Haydar Munzur

Adı Soyadı: Mehmet Zilkifli

Doğum Yeri: Mereş

Anne – Baba Adı: Cennet – Süleyman

Şehadet Tarihi ve Yeri: 16 Ocak 2019 / Garê

Haydar Munzur – Mehmet Zilkifli


Kod Adı: Zana Stêrk

Adı Soyadı: Güney Dinar

Doğum Yeri: İzmir

Anne – Baba Adı: Kudret – Mehmet Nuri

Şehadet Tarihi ve Yeri: 16 Ocak 2019 / Garê

Zana Stêrk – Güney Dinar


Kod Adı: Karker Mazlum

Adı Soyadı: Xalib Osman

Doğum Yeri: Efrîn

Anne – Baba Adı: Kevser – Xalib

Şehadet Tarihi ve Yeri: 16 Ocak 2019 / Garê

Karker Mazlum – Xalib Osman

Hewram yoldaşımız, Rojhilatê Kurdistan’ın Kamyaran kentinde yurtsever ve ulusal değerlerine bağlı bir ailede dünyaya geldi. Ailesinin bu özelliğinden kaynaklı erken yaştan itibaren özüne uygun bir şekilde yetişti. Her Kürt çocuğu gibi ülkemiz Kurdistan’ın işgal altında olduğunu erkenden öğrenen Hewram yoldaşımız, bu durumu hiçbir zaman kabul etmedi. Özellikle okulda sürekli kendisini baskı altında hissetmesinden kaynaklı mevcut rejime büyük bir öfke duydu. Yaşadığı çevrenin de etkisiyle son derece dürüst ve doğal bir kişiliğe sahip olan Hewram yoldaşımız, bu özelliklerinden dolayı çevresinde sevilen ve hep umut bağlanan biri oldu. Bu nedenle kendisini yaşadığı topluma karşı sorumlu gören yoldaşımız, halkımızın yaşadığı sorunları anlamaya ve cevap olmaya çalıştı. Gençlik dönemlerinden itibaren yaşama dair çelişki ve arayışları artan yoldaşımız, bunlara cevap bulmak için çaba içerisine girdi. Halkımızın yaşadığı en büyük sorunun özgürlük sorunu olduğunun farkında olan yoldaşımız, bunun ancak mücadele ile çözülebileceğinin bilincindeydi. Başta Rojhilatê Kurdistan’da olmak üzere Kurdistan’ın dört bir yanında halkımızın özgürlüğünü sağlamak için çeşitli biçimlerde mücadele yürütüldüğünü bilen Hewram yoldaşımız, son yarım yüzyıla damgasını vuran Partimiz PKK ve Rêber Apo gerçekliğine büyük ilgi duydu. Özellikle gerillanın işgalcilere karşı fedaice savaşması ve halkımıza karşı yapılan katliamların intikamını alması Hewram yoldaşımızı etkileyen en temel husus oldu. Yine gerillanın kendisini sadece halkımızın özgürlüğüne adaması ve bunun için fedakârlık yapmaktan çekinmemesi, Hewram yoldaşımızın bu anlamda daha fazla yoğunlaşmasını sağladı. Yakın akrabalarından da gerilla saflarına katılımların olması, gerillanın 2008 yılında işgalci Türk ordusuna ağır darbeler vurması ve özgürlük mücadelesini günden güne büyütmesi Hewram yoldaşımızın mücadele rotasını belirledi. Bu temelde aynı yıl yüzünü Kurdistan’ın asi dağlarına dönen yoldaşımız, gerilla saflarına katılarak tercihini özgür yaşamdan yana kullandı.

Gerilladaki ilk eğitimini Medya Savunma Alanları’nda gören Hewram yoldaşımızın dikkatini ilkin çeken husus, gerillanın derin yoldaşlık ilişkileri oldu. Diğer tüm toplumsal ilişkilerden daha sıcak ve samimi bulduğu gerilla yoldaşlığının sırrına ermek için kendini her anlamda eğitmesi gerektiğinin bilincinde olan yoldaşımız; yaşamsal, ideolojik ve askeri alanlarda derin yoğunlaşmalar yaşadı. Partimiz PKK’yi yenilmez yapan formülün özgürlük bilinci etrafında yaratılan ortak ruh ve komünal yaşam tarzı olduğunu erkenden keşfeden yoldaşımız, bu özellikleri kendisinde yaratmak için sürekli arayış içerisinde oldu. Eğitimlerini başarılı bir şekilde tamamlayıp yetkin bir özgürlük gerillası olan Hewram yoldaşımız, bir an önce pratik çalışma alanlarına geçerek eğitimlerde öğrendiklerini yaşamsallaştırmak istedi. Bu temelde Medya Savunma Alanları’nın birçok bölgesinde çalışmalara katılan yoldaşımız, yer aldığı her çalışmada fedakarlığı, dürüstlüğü ve disiplinli çalışma tarzıyla örnek bir militan haline geldi. Hewram yoldaşımız, her ne kadar başarılı bir pratiğin sahibi olsa da hiçbir zaman kendisini yeterli görmedi. Rêber Apo’ya olan bağlılığı her daim mücadelesine yansıyan Hewram yoldaşımız kendisinde Rojhilatê Kurdistan’ın direngenliğini ve öz kültürüne olan bağlılığını yaşamdaki duruşuna güçlü bir şekilde yansıttı. Yoldaşlarıyla olan diyaloglarında her daim ölçülü, öz disiplin sahibi, eğitici ve özverili olması onun hakiki bir Apocu fedai militan ve asil bir Kürt evladı olarak yoldaşlarının gönlünde sarsılmaz bir yer edinmesini sağladı. Yaşamın her anını bir mücadele safhası olarak ele alan yoldaşımız giriştiği bütün çalışmalarda önemli sonuçlar elde ederek Parti değerlerimizi yüceltti.

Önderliğimizin ve şehit yoldaşlarımızın büyük fedakârlık ve bedellerle açığa çıkardığı mücadele çıtasını daha da yükseltmeyi bir görev bilen yoldaşımız, ancak bu şekilde devrim değerlerimize layık olabileceğinin bilinciyle hareket etti. Bu temelde mücadelesini daha da büyütme ve Zîlanlar’ın ardılı olma kararlılığına ulaşan yoldaşımız, bunu en iyi gerçekleştirebileceği yer olan Hêzên Taybet’e dahil oldu. Hêzên Taybet bünyesinde gördüğü eğitimlerle hem ideolojik hem de askeri anlamda yetkin ve profesyonel bir devrimci olan Hewram yoldaşımız, düşmana karşı geliştirdiğimiz özgürlük mücadelesinin zengin taktik ve yöntemlerle geliştirilmesinde büyük bir emeğin sahibi oldu. Gelişime açık olması ve yüksek bir pratik zekaya sahip olması düşmana büyük darbelerin vurulmasında büyük bir rol oynadı. Yer aldığı çalışmada uzmanlaşarak önemli başarıların kazanılmasını sağlayan yoldaşımız, Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın pratikleştirilmesinde de pay sahibi oldu. Apocu fedai militanların aynı zamanda yaşamda da örnek ve öncü olmaları gerektiğinin bilincinde olan yoldaşımız, kişiliğinde Apocu felsefeyi temsil etmeyi başardı. Hewram yoldaşımız, doğal, sade, mütevazı ve araştırmacı yönüyle tüm yoldaşlarının hem örnek aldığı hem de hem de sevip saydığı bir fedai bir komutan olarak öne çıktı. 16 Ocak 2019 günü Garê’de şehadete ulaşan Hewram yoldaşımızı saygı ve minnetle anıyor, bizlere devrettiği mücadele bayrağını O’nun şahsında tüm kahraman şehitlerimize layık olmanın bilinciyle onurla dalgalandıracağımızı belirtiyoruz.

Baran yoldaşımız, Mereş’in Bazarcix ilçesinde köklerine bağlı yurtsever Alevi bir ailenin ferdi olarak İskenderun’da dünyaya geldi. Kadim Sînemilî aşiretine mensup olan yoldaşımız, her ne kadar düşmanın baskı ve politikaları sonucu kutsal vatan toprağı olan Kurdistan’dan uzakta yaşamak zorunda kalsa da kadim Kürtlük özünü ve kimliğini korumayı başardı. Aynı zamanda Alevi inancına bağlı olan yoldaşımız, Aleviliğin insana ve doğaya verdiği değeri kişiliğinde temsil etmeyi bildi. Ailesi hem Kürtlük hem de Alevilik üzerinden sürekli düşman baskısı altında olduğundan Avrupa’ya göç etti. Bundan dolayı yaşamının büyük bir kısmını ülkesinden uzakta geçirmek zorunda kalan Baran yoldaşımız, kapitalist modernitenin tüm ideolojik ve kültürel saldırılarına rağmen kendisini korumayı başardı. Yakın çevresinden yaşanan şehadetlerin etkisinde olan yoldaşımız, her zaman şehitler gerçekliğine layık olmanın arayışında oldu. Bunun ancak mücadeleye katılmakla mümkün olacağının bilincinde olan Baran yoldaşımız, bu temelde ilk olarak yurtsever devrimci gençlik faaliyetlerinde yer aldı. Gençlik çalışmalarını özünü korumanın, ülkeye olan bağlılığını sürdürmenin ve Kurdistan’da süren özgürlük savaşını hissetmenin zemini yapan yoldaşımız, her geçen gün daha fazla yoğunlaşarak ve yetmezliklerinden sıyrılarak hakikate ermenin çabasında oldu. Yaşamdaki duruşu ve güçlü yoldaşlığı ile kendisi gibi Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan Kürt gençlerini etkileyen ve onları mücadeleye çeken yoldaşımız, başarılı çalışmalarıyla halkımızın ve yoldaşlarının saygı ve sevgisini kazandı. Kurdistan’da sürdürülen özgürlük mücadelesinin her geçen gün daha da çetinleşmesi, düşmanın halkımız ve Hareketimiz üzerindeki baskı ve soykırım politikalarını genişletmesi Baran yoldaşımızı daha fazla mücadele etmeye sevk etti. Düşman saldırılarına karşı takınılacak en doğru tutumun mücadeleyi büyütmek olduğunun bilincinde olan yoldaşımız, bunun da ancak Kurdistan’a dönerek gerilla saflarına katılmaktan geçtiğinin farkındaydı. Baran yoldaşımız, üniversitede Makine Mühendisliği bölümünü bitirip yüksek lisans yapan aydın ve kendisini yetiştirmiş bir Kürt genciydi. Avrupa’da ve kapitalist modernite sistemi içerisinde kendisi için rahat yaşam imkânları çokça bulunsa da bunları elinin tersiyle iterek kendi ülkesinde özgür yaşam umudunu büyütmek için mücadele etmeyi seçti. Bu temelde yüksek bir inanç ve kararlılıkla 2010 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönen Baran yoldaşımız, gerillaya katılarak halkımızın özgürlük mücadelesinin yılmaz bir neferi olma yolundaki ilk adımını attı.

Alevilik inancının verdiği etkiyle doğaya büyük bir sevgi besleyen ve her canlının yaşam hakkına saygı gösteren Baran yoldaşımız, gerilladaki ilk eğitimlerini aldı ve bu süreçte Kurdistan doğası ile bütünleşme imkânı buldu. Baran yoldaşımız, özgürce aldığı her nefeste ruhunu tazeledi, kendisini yeniledi ve Kürtlük özünü daha fazla açığa çıkarma imkânı buldu. Apocu ideoloji hakkında belli bir birikimi olsa da gerillanın komünal yaşamı içerisinde bu felsefeyi pratikleştirmeyi kendisi açısından önemli bir şans olarak gördü. Bu anlamdaki çabaları ve duruşuyla tüm yoldaşlarını da daha fazla teşvik eder konumda oldu. Aynı zamanda askeri eğitimlere de büyük bir ilgi ve dikkatle katılan yoldaşımız, Partimizin geliştirdiği Devrimci Halk Savaşı’na aktif bir katılım sağlamak istedi. Yine gerilla saflarına geç katıldığını düşündüğünden dolayı yüksek bir tempoda katılarak kısa sürede ideolojik ve askeri anlamda yetkinleşmeyi hedefledi.

Bu çabaları ve verdiği emekle tüm yoldaşlarını etkileyen Baran yoldaşımız, özlü yaklaşımlarıyla etrafında daima saygı uyandırdı. Mücadelemizin efsane komutanlarından Şehîd Fazıl Botan – Ahmet Şeker yoldaşımızın yanında bir süre çalışmalara katılan Baran yoldaşımız, bu süreçte hem askeri anlamda yetkinleşme hem de PKK’nin özüne ulaşma anlamında oldukça önemli tecrübeler kazandı. Fazıl yoldaşımızın engin tecrübelerinden ve derin yoldaşlığından etkilenen Baran yoldaşımız, böylece mücadelesini daha aktif yürütme kararlılığına ulaştı. Bu temelde savaşın yoğun yaşandığı alanlara gitmeyi öneren yoldaşımız, her ne kadar bu konuda ısrarcı olsa da kendisine olan güven ve inanç dolayısıyla Hareketimiz açısından stratejik olan çalışmalara katılması için görevlendirildi. Bu çalışmalarda önemli gelişmelerin açığa çıkarılmasında ve ileri bir aşamanın kat edilmesinde azımsanmayacak düzeyde emek sahibi olan Baran yoldaşımız, yine de mevcut katılım düzeyinin halkımızın özgürlük umudunu karşılamadığını düşündü. Bu nedenle mücadelesini daha da büyütmek ve Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak için Hêzên Taybet çalışmalarına geçmek için öneride bulundu ve yoldaşımızın önerisi kabul edildi. Hêzên Taybet bünyesinde aldığı eğitimlerle fedailiğin bir yaşam biçimi olduğu gerçeğini kısa sürede bilince çıkaran Baran yoldaşımız, kendisini her adımda yeniden var etmenin çabası içerisinde oldu ve tüm devrim yürüyüşünde bu anlayışla hareket etti.

Eğitim sürecinde gördüğü ideolojik eğitimlerle kapitalist modernite sistemini bütün boyutlarıyla bilince çıkaran ve buna karşı kişiliğinde amansız bir mücadele başlatan yoldaşımız, mücadele ettikçe kendisini daha iyi tanıdı ve Rêber Apo’nun geliştirdiği Demokratik Modernite ilkelerini kişiliğinde yaratma çabasını geliştirdi. Rêber Apo’nun demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasında derinleştikçe halk gerçekliğimizi daha iyi anlamaya başlayan yoldaşımız, Kurdistan’dan ayrı yaşadığı dönemlerde eksikliği giderme imkânı buldu. Eğitimini bitirdikten sonra tekrar stratejik çalışmalarda görev üstlenen Baran yoldaşımız, ulaştığı moral ve ideolojik düzey ile çalışmalarında niteliksel gelişmeler kaydetti. Özellikle yeni dönem savaş taktiğimizin pratikleşmesi için gerillanın kullandığı tekniğin gelişmesi için eşsiz bir fedakarlıkla katılım sağladı. Halkımıza, kahraman şehitlerimize ve Önderliğimize karşı var olan dönem görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmeyi vicdani bir sorumluluk olarak gören Baran yoldaşımız, fedailik tarzında yaşadığı derinleşme ile üstlendiği her çalışmayı başarı ile sonuçlandırmayı bildi. Bu nedenle her zaman örnek alınan bir duruşun sahibi olan yoldaşımız, güçlü yoldaşlığı ile de tüm yoldaşlarında derin izler bırakmayı başardı. 16 Ocak 2019 günü Garê’de şehadete ulaşan Baran yoldaşımızın değerli anısı ve bugüne bıraktığı eşsiz ürünleriyle her özgürlük gerillasının yüreğinde ve mücadelesinde yaşamaya devam edecektir.

Haydar yoldaşımız Mereş’in Elbîstan ilçesinde köklerine bağlı yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Mereş yöresi özlü Kürtlüğün, kimlik mücadelesinin tarihten beridir yürütüldüğü bir yöre olmasından dolayı sürekli olarak düşmanın baskı ve sindirme politikalarına uğradı. Alevi toplumumuza sürekli olarak Sünni İslam ideolojisi dayatıldı, bu yüzden hunharca katliamlarla yüz yüze kaldı. Haydar yoldaşımız böylesi bir ortamda köklerine bağlı kalma mücadelesi veren bir ailede ve çevrede büyüdü. Düşman baskıları karşısında göç yollarına düşmek zorunda kaldı ve ailesi ile birlikte Almanya’ya göç etti. Kapitalist sistemin esas merkezlerinden biri olan ve özgür Kürtlüğü bitirmek için elinden geleni yapan Almanya’da her daim özüne, kimliğine ve yüreğinde büyüttüğü özgürlük düşlerine sadık kalmaya çalıştı. Sistemin sahte yaşamına kanmadı ve kendi halk gerçekliğinin bilincine varmak için çabaladı. Naif ve özlü kişiliğiyle çevresinde hep sevilen, etki uyandıran bir kişi oldu. Sistem okullarında beş yıl okuyan yoldaşımız yaşamı o okullarda öğrenemeyeceğini, bilakis kendi kimliğinden uzaklaşmanın merkezleri olduğunu sonraları daha çok idrak etti. Yaşamını emekle kurdu ve bunu her daim geliştirdi. Kurdistan Özgürlük Hareketi’ni ve mücadelesini ailesinin yurtsever olmasından dolayı erkenden tanıma fırsatı buldu. Almanya’da bulunurken sistemle olan çelişkileri daha çok arttı. İnsanların sahte özgürlükler içerisinde kendilerini toplumsallıktan kopartmaları ve insana verilen değerin söz konusu Kürt halkı olunca hiç akla getirilmemesi onu derin sorgulamalara itti. Sistemle olan çelişkileri derinleştikçe mücadeleyi daha fazla anlamak ve rol üstlenmek isteyen Haydar yoldaşımız 2011 yılında kararını vererek yönünü öz kimliğini yaşama mücadelesini verebileceği Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.

Medya Savunma Alanları’nda ilk gerilla eğitimini alan yoldaşımız kendisini her daim daha ileri bir aşamaya taşımanın çabası ve yoğunlaşması içerisinde oldu. Eğitim sürecine büyük bir şevkle katılan ve eğitimde öğrendiği her şeyi yaşamında uygulamak için çabalayan yoldaşımız ilk andan itibaren hakiki bir Apocu militan olacağını kanıtladı ve mücadeleye ilk adımlarını bu temelde attı. Yoldaşlığa verdiği değer O’nun insana verdiği değerin ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Bin yılların mirasını kendinde barındıran ve bunu mücadelesinin temel taşı haline getiren yoldaşımız bu yönüyle yoldaşlarına rehber oldu. Düşmanın bunca yıldır yarattığı tahribatlar varken insanın kendi eliyle hata yapmasını hiçbir zaman kabul etmedi ve bunu mücadelesinde açığa çıkarmanın üstün çabasını gösterdi. İnsanın iç güzelliği dışına yansır sözü Haydar yoldaşımızda ifade buldu. Güler yüzünde insan olmanın özünü yansıttı. Sevecenliği, sadeliği ve dürüstlüğü ile kâmil insanın meziyetlerini şahsında temsil eden bir devrimci olduğunu ispatladı.

Giriştiği tüm çalışmalarda önemli sonuçlar elde eden ve bunu daha fazla geliştirmenin çabası içerisinde olan yoldaşımız her zaman güven duyulan ve gelecek vadeden bir militan oldu. Kendisini mücadelenin en ön saflarına hazırlamak için büyük bir çaba sarf eden yoldaşımız hem askeri branşlarda profesyonelleşmek hem de verdiği mücadeleyi ideolojik bir zemine oturtmak için büyük bir uğraş verdi.  Bu temelde her zaman okudu, irdeledi, yoğunlaşmalarını etrafına aktararak en doğru olanı bulmak için sürekli tartışmalar yürüttü. Haydar yoldaşımız bir Apocu militanın fedailik noktasında varlık ile oluş arasındaki anlamın sırrına vakıf olması gerektiğini kavradı. Fedailiğin kendini özgür bir yaşam için feda etmek olduğunu ve aslında bunun yaşamı var etmek olduğunu kavramaya dönük sürekli derin yoğunlaşmalar içerisine girdi. Bu temelde Hêzên Taybet’e geçmek için yaptığı önerisi kabul edildi. Hêzên Taybet bünyesinde gördüğü ideolojik ve askeri eğitimlerde ileri düzeyde yoğunlaşma ve netleşme imkânı bulan yoldaşımız kendisini her açıdan tam donanımlı hale getirmek için büyük bir uğraş verdi. Sergilediği duruşuyla büyük ilgi toplayan ve güven veren Haydar yoldaşımız bir Apocu fedainin tam olarak nasıl bir yaşama ve duruşa sahip olması gerektiğini herkese gösterdi. Yaşamdaki doğal sorumluluğunu, hedef odaklı çalışma tarzı ve yoldaşlık ilişkilerine kattıkları O’nun önemli ve stratejik çalışmalara seçilmesini sağladı. Hareketimizin kritik çalışmalarında üstlendiği rol ve misyonu layıkıyla taşımanın ve gereklerini yerine getirmenin çabası içerisinde olan yoldaşımız giriştiği tüm çalışmalarda üstün bir başarı sergileyerek büyük beğeni topladı. Önder Apo’ya derin bir bağla bağlanan yoldaşımız bu bağın gerektirdiği gibi yaşadı.

Kadim Kürt halkının öz kimliğini, öz kültürünü her daim yaşadı ve yaşattı. Özünden ve inancından gelen bu değerleri Rêber Apo’nun ideolojisi ile birleştiren Haydar yoldaşımız, kendisini her açıdan örnek bir Apocu fedai militan olduğu kanıtladı ve adını mücadele tarihimize yazdırdı. 16 Ocak 2019 günü Garê’de şehadete ulaşan Haydar yoldaşımız halkının ve yoldaşlarının gönlünde ölümsüz bir kahraman olarak yerini aldı. Onun öz kimlik mücadelesine katkıları her daim hatırlanacak ve bıraktığı miras biz yoldaşları tarafından yaşatılacaktır.

Zana yoldaşımız Amed’in Pasûr ilçesinden olan yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Serhildanların yoğunca yaşandığı ve mücadele eden halk gerçekliğinin vücut bulduğu bir şehir olan Amed, Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin esas merkezlerinden biridir. Direnen halka karşı en gaddar ve baskıcı politikaları sonuna kadar uygulayan düşman, binlerce Kürt ailesinin zorunlu olarak göç yollarına düşmesine neden oldu. Zana yoldaşımızın ailesi de böylesi sebeplerden dolayı Türkiye metropollerinden İzmir’e göç etmek zorunda kaldı. İzmir’in Konak ilçesinde dünyaya gelen yoldaşımız, Kurdistanî duyguların yoğun olduğu bir ortamda büyüdü. İzmir kenti binlerce Kürt ailesine zaruri bir mekân olurken sistemin baskıları burada da devam etti. Böylesi zorluklarla büyüyen Zana yoldaşımız, köklerine sahip çıkan bir aile gerçekliği içerisinde büyüdüğünden kendi ana dilini sistemin bütün baskılarına rağmen unutmadı ve onunla yaşadı. Sistem okullarında okurken başka bir dilin esas kimlik olarak ona dayatılması karşısında küçük yaşlardan itibaren çelişkiler yaşayan yoldaşımız kendisi olabilmenin kendi diliyle, kültürüyle ve toplumuyla mümkün olabileceğini zaman içinde kavramaya başladı. İlk ayrışmasını burada yaşayan yoldaşımız bu çelişkilerini gidermek için girdiği arayışlarda Kurdistan Özgürlük Hareketi’ni daha çok tanımaya başladı. Tanıdıkça şehitler gerçekliğinden ve özellikle Kemal Pir ve Mehmet Hayri Durmuş’un sergiledikleri tarihi mücadele duruşundan yoğunca etkilenen yoldaşımız, Kobanê ve Şengal’deki saldırılar da başlayınca artık beklememek ve adım atmak gerektiğine karar verdi. Bu kararlaşmanın ancak özgür dağlarda varlık mücadelesine katılarak somutlaştıracağının bilincine varan yoldaşımız 2014 yılında gerilla saflarına katıldı.

Özlemini çektiği özgür dağlara büyük bir heyecanla adım atan Zana yoldaşımız, Medya Savunma Alanları’nda ilk gerilla eğitimini gördü. Olay ve olguları analiz ederek doğru devrimciliğin nasıl olması gerektiği noktasında kendisini şehitler gerçeği karşısında an be an sorgulayan yoldaşımız, gördüğü eğitimden büyük bir güç alarak mezun oldu. PKK içinde gördüğü eğitimin süre olarak kısa olsa bile tüm bir yaşamı etkilediği ve bunun her an yaşandığı gerçeğini gören yoldaşımız bu temelde kendisini geliştirmenin azmini sürekli olarak gösterdi. Genç yaşına rağmen gösterdiği olgunluk O’nun gençliğin fırtınalı arayışlarında sağlam rotada ilerlemesini sağladı. Kendi şahsını değil toplumu ve toplumsal değerleri esas alan yoldaşımız her daim bu değerleri yüceltmenin çabasını gösterdi. Duruşuyla bilgece ve güven veren bir his uyandıran Zana yoldaşımız gerçekten de adı gibi ‘’zana’’ oldu. Dağ doruklarında yaratılan toplumsallığın ve insanlık değerlerinin temsilcisi olmak için çabaladı. Rêber Apo’nun hakiki bir militanı olmak için her yönden gelişmeyi esas aldı. Fiziksel eksiklerini zihinsel gelişimiyle tamamlamak ve bu gelişimini savaştaki taktik becerilerinin zemini kılmak için büyük bir gayret gösteren yoldaşımız bunu en iyi sağlayabileceğini düşündüğü Hêzên Taybet’e geçti. Burada gördüğü eğitimlerde etkilenerek katıldığı fedailik çizgisi üzerine derin yoğunlaşmalar yaşadı. Fedailiğin yeni bir yaşamı var ederek ulaşılabilecek en yüksek mertebe olduğunun bilincine varan yoldaşımız kendisini bu gerçeklikle bütünleştirdi ve bunun pratik adımlarını attı. İzmir gibi sistemin bütün kirli asimilasyon politikalarının gençler üzerinde yürütüldüğü bir yerde büyümesine rağmen kendi kişiliğini köklerinden gelen yurtseverlik duygularıyla harmanlayarak diri tutan Zana yoldaşımız bunu PKK kültürüyle daha da büyüttü. Yoldaşlarına örnek bir militan olma yolunda başarılı bir pratiğin sahibi oldu. Bu yönüyle her daim stratejik çalışmalara katılma noktasında güven veren yoldaşımız bilgece duruşuyla giriştiği çalışmalarda üstün bir başarı elde etti. Sergilediği pratik başarılar sonucunda gerillamızın stratejik bazı çalışmalarına dahil oldu. Var olan düzeyle yetinmeyerek hep ileri doğru adım atan Zana yoldaşımız, kendisini yeni dönemin mücadele tarz ve taktiğine cevap olacak bir düzeye ulaştırmanın gayretini daima gösterdi.

Zana yoldaşımız genç yaşına bilgece yaşanmış bir yaşam sığdırarak 16 Ocak 2019’da Garê’de şehadete ulaştı. Amed, Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin ilk tohumlarının atıldığı şehir olması dolayısıyla özgürlük mücadelesine binlerce nefer kazandırdı ve bu kutsal dava uğruna en yiğit evlatlarını şehit verdi. Zana yoldaşımız da bu mücadele mirasının ardılı ve şehidi olarak yoldaşlarının ve halkının özgürlük mücadelesinde ilelebet yaşatılacaktır.

Karker yoldaşımız, Rêber Apo’nun Rojava alanına ilk geçişinden itibaren Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne gönül veren ve özgürlük mücadelesi için bedel ödeyen Efrînli yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Kültür ve kimlik farkındalığının oldukça yoğun olduğu Efrîn halkımız hareketi ilk benimseyen ve mücadele için büyük bedeller vermiş olan tarihi Kürtlük köklerinin bulunduğu bir şehirdir. Karker yoldaşımızın böylesi bir toplum içerisinde büyümesi onu BAAS rejiminin yaratmak istediği sahte kişilikten uzak tuttu. Yüzlerce aile gibi Karker yoldaşımızın ailesi de ekonomik sıkıntılardan dolayı Halep’e yerleşti. Halep’te dünyaya gelen Karker yoldaşımız burada öz kültürüne ve bilincine sahip çıkan bir aile ortamında büyüdü. Kürt halkına her türlü baskı ve sindirme politikaları yürüten BAAS rejimi O’nun Kürtlük bilincini elinden alamadı. O köklerini unutmadı ve devrimin gelişmesine şahit oldu. Rojava Özgürlük Devrimi’nin başından itibaren direnişe katılmak isteyen ve 2016 yılında isteğine kavuşan yoldaşımız, devrim mücadelesi yürütmek için özgürlük güçlerine katıldı. Genç bir delikanlı olarak devrim mücadelesine adım atan yoldaşımız ilk eğitimlerini aldı. Özgürlük mücadelesini ailesi ve yetiştiği çevre dolayısıyla tanıması, O’nun mücadeleye erkenden adapte olmasını ve tüm enerjisini bunu daha fazla derinleştirmeye odaklamasını sağladı. Yaşamdaki enerjik kişiliği ile bulunduğu her ortama erken adapte olan ve yeniliklere açık olan yoldaşımız bu tarzını yaşamda her açıdan sergiledi. Etrafını her daim dinledi, gözledi ve öğrendiklerini pratikleştirmek için büyük bir çaba sarf etti.

Rojava Özgürlük Devrimi sürecinde şehitler gerçeğiyle derinlikli olarak yüzleşti ve bir Kürt genci olarak verilen bunca bedele layık olmanın yoğunlaşmasını her daim yaşadı. Kürt halkını soykırımdan geçirmek ve özgür Kürtlük adına hiçbir şey bırakmak istemeyen insanlık dışı zihniyete karşı canlarını siper eden binlerce kahraman şehidin, şehit çocuklarının ve genç yaşlı demeden vatan savunmasına koşan insanlarımızın mücadele mirasına sahip çıkmayı temel amacı haline getirdi. Bu temelde yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katılmayı seçen Karker yoldaşımız, bunun gerektirdiği bir militan olmak için çabaladı. Saygılı ve alçak gönüllü tavrıyla sevilen bir yoldaş haline geldi. Kendisinde barındırdığı sevecenlik ve yüksek heyecan, bulunduğu ortamlarda moral kaynağı olmasını sağladı. En büyük hayali dağlarda gerillacılık yapmak olan Karker yoldaşımız, hep bu hayalinin gerçekleşmesi için gösterdiği çabayı Kurdistan dağlarında bir hakikat haline getirdi. Gerillaya gelişini büyük bir adım olan gören ve bunun gerektirdiği gibi bir kişilik sahibi olmak için büyük bir gayret gösteren Karker yoldaşımız, büyük bir istekle Hêzên Taybet’e katılmak istedi. Kendisini hem askeri hem de ideolojik olarak uygun yeterliliğe kavuşturduğu için önerisi kabul edildi. Kendisini hakiki bir Apocu fedai militan olarak yetiştirmek için büyük bir azim sahibi olan Karker yoldaşımız, Kürt halkına karşı işlenen suçlar karşısında büyük bir intikam hırsıyla kendisini mücadeleye hazırladı. Özellikle düşmanın Efrîn’i işgal etmesi, halkımızın Efrîn’den çıkarılması, Efrîn cennet gibi doğasının talan edilmesi Karker yoldaşımızın düşmana olan hırs ve öfkesini büyüttü. Düşman gerçekliği karşısında mücadele etmenin sadece fiziki değil zihni yönünün de ağırlıkta olduğunun bilincine vararak kendisini bu açıdan yeterli doygunluğa ulaştırmak için çaba sarf etti.

Karker yoldaşımız genç yaşına bir ömürlük mücadeleyi sığdırmayı bildi. İnandığı gibi yaşadı ve hayallerine ulaşmanın bahtiyarlığıyla mutlu oldu. Apocu fedai bir militan olarak üzerine düşen tarihi sorumluluğu son nefesine kadar doğru temsil eden Karker yoldaşımız, 16 Ocak 2019 günü Garê’de şehadete ulaştı. Karker yoldaşımız ve O’nun ölümsüz anısı devrim mücadelemizde yaşayacaktır.

 

19 Eylül 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi