Basına ve Kamuoyuna!
1. 14, 17 ve 18 Ağustos günleri belirli aralıklarla Hakkari’nin (Colemerg) Yüksekova (Gever) ilçesinde bulunan Şusatê, Glord ve Ştaza Karakolları’ndan çevre alanlara yönelik olarak obüs ve havan saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 18 Ağustos günü 07:00 – 20:00 saatleri arasında Hakkari’nin (Colemerg) Yüksekova (Gever) ilçesine bağlı Bazê Jer, Bazê Jor, Alan Tut, Tobê Köyleri ile Şemdinli’ye (Şemzinan) bağlı Bedewê Köyü’ne yönelik olarak TC ordusu tarafından yoğun obüs ve havan saldırısı yapılmıştır. Yapılan saldırı sonucunda Bazê Jer Köyü’nde başlayan yangın halen devam etmektedir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
18 Ağustos günü Hakkari’nin (Colemerg) Çukurca (Çelê) ilçesine bağlı Kale köyü kırsal alanına yönelik olarak TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon devam etmektedir.
19 Ağustos 2009
HPG Basın-İrtibat Merkezi
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 17 Ağustos günü Van’ın (Wan) Çatak (Şax ) ve Gürpınar (Payîzava) ilçelerinin kırsal kesimlerine yönelik olarak TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon devam etmektedir.
- Ayrıntılar
Büyük Ustamız Aram Tigran’ın Anısına
Gerillada matem var. Gerillanın yüreği ve duygusu olmuş bir insanı kaybetmek her zaman kaldırılacak bir durum değildir. Kürt halkına en zor anlarda yakın durmanın da ötesinde var olmanın yok olmanın tartışıldığı bir ortamda Kürt halkını onun diliyle işlemek, içten dillendirmek her babayiğidin harcı değildir. Bu bağlamda büyük usta salt bir sanatçı değildir, o müthiş bir cesarete sahip en seçkin gerillalarımız arasında yer aldığı kesindir. Biz onu yani ARAM TİGRAN’ı kendimize çoktan komutan kabul etmişiz.
Büyük ustamızı, yüreğimizi, kısılan sesimizi gür haykıran büyük insanı, büyük sanatçıyı ve de önderliğimizin en çok sevdiği halk sanatçısını kaybettik.
Sanatçı bir toplumun gelişimini en iyi ve berrak bir şekilde yorumlama ve dile getirme olayıysa, o en seçkin sanatçımızdır.
Aydın bir toplumun sorunları en iyi bir şekilde tespit ederek gelişmenin nasılına taraf olma olayı ise o en seçkin aydınımızdır.
Yurtseverlik kendi ülkesine -bu terk edilmiş topraklar da olsa- ölümüne bağlı yaşamaksa o en ileri düzeyde seçkin bir yurtseverdir.
Devrimcilik eskiyi yıkarak yeninin inşasına katılım olayıysa o müthiş bir devrimcidir.
Ve gerilla bir halkın acılarını, kederlerini, sızılarını içten yaşayarak bir nebze de olsa bunu dindirmek için dağların doruklarına çıkma cesareti gösterebilme sanatıysa o en ileri düzeyde bir gerilladır. Çünkü o sıfır noktasının altında emek sarf ederek, çalışarak Ape Musalar gibi Kürt sorununu sıfıra getiren isimlerin arasında en önemli yerini alıyorsa burada sergilenen cesareti görmeden geçmek olmaz. Bu ise seçkinliktir, bu ise ölümün üzerine üzerine gitme olayıdır ki bunu da toplumumuz bugün Apoculuk ve gerillacılık olarak ele alıyor.
Büyük usta; ansızın gidişin yüreğimizi çok yaralamıştır. Böyle erkenden gitmek olmamalıydı. Seni seveni ve sevenleri bırakıp gitmek böyle olmamalıydı. Biz, halkımızın dediği gibi seni seveni de seviyoruz. Şimdi seni seven ve sevenler çok mu ama çok üzüleceklerdir. Biz hepimiz zaten seni seveni yeterince üzüyoruz bir de senin onu üzmen olmamalıydı.
Güzel insan; senin yerin nur olsun, biz gerillalar seni hep sevdik. Ve seni her zaman seveceğiz.
Seni yazarken enternasyonalist ve sosyalist gerilla Kadir Usta’mızın şiiri aklımıza geliyor:
Özgürlük
Bazen haykırıştır
Bazen gülüştür
Bazen kaşlarını çatmaktır namussuzluğa karşı
Bazen yürümektir
Dolunaylı bir gecede
Bazen şafakta
Yükselen güneş ışınlarını
İzlemektir.
Bazen ıssız vadide ilerlemektir
Kuşların cıvıltılarıyla,
Yarının hayaleni kurmaktır bazen
Bazen yüreğin sesini dinlemektir,
Yaz yağmuru altında
Akdeniz’in sessiz sakin sahilinde,
Bazen savaştır
Bazen tavırdır
Bazen yağlı kurşunları
Göğüslemeyi bilmektir,
“Nihayetinde hepsini bir arada yaşamaktır”
Ve nihayetinde galaksilerin en yüksek yerlerinde birinde bir yıldız gibi senin gibi yaşamaktır özgürlük.
- Ayrıntılar
Bayram günlerini yaşıyoruz.
Bayramlar kutsallığı ifade eder. Kutsallık ise bir halkın ya da halkların önemli dönemeçlerden geçerlerken ona kimlik kazandıran, karakter katan ve onu en iyi ifade eden olay ya da olayların hafızalara kazınmasını dile getirir. Özcesi kutsallık kalıcılaşmayı ifade eder.
Kürt halkının önemli tarihi dönemeçleri vardır. Bunların kimisi Kürt halkına köleleşmeyi ve başkalarının boyunduruğuna girmesini beraberinde getirirken, kimisi ise Kürt halkının bugüne kadar yaşamasını ve ayakta kalmasını sağlamıştır. Birinci durum lanetlilik olarak anılırken ikinci duruma ise dediğimiz gibi kutsallık atfedilmiştir.
Kürt halkının en büyük kutsal günlerinden biri olarak Newroz bilinir. Newroz esasta Ortadoğu halklarının başına musallat olmuş bir despotizmin Medlerin öncülüğünde neredeyse tüm Ortadoğu halklarının birleşerek bu insanlık karşıtı duruma başkaldırıyı ifade eder. Bu başkaldırı, o tarihte çok meşhur olan insan kellelerinden kaleler örmek, toplu sürgünler, toplu katliamlar yapan despotizmin son bulmasına yol açmıştır Newroz. Bu aynı zamanda Ortadoğu halklarının ortaklaşması, birleşmesi, eşitçe, özgürce, barış içerisinde birbiriyle dayanışarak yaşamanın da günüdür. İşte bunun için Newroz kutsallık derecesinde halen bugün de anılır, kutlanır ve hatırlatılır.
Kürtlerin tarihinde başka anlamlı günler de vardır. Ancak hiçbiri Newroz gibi kalıcı olmamış ve bugünlere gelememiş ve Kürt halkının belleğinde bu kadar yer edinmemiştir.
Kürtlere en çok karakter katan, Kürtlere en çok kimlik kazandıran ve bu bağlamda Kürtleri en çok kalıcılaştıracak olan Newroz dışındaki en büyük bayram ve kutsal günlerden biri de 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli baskınıyla kutlanmaya başlanan diriliş bayramıdır.
15 Ağustos çok işlenmiştir, çok dile getirilmiştir. Kimisi bu olayı ilk kurşun teorisiyle izah etmiştir. Bir nevi köleci, düşürülmüş, kendine güvensiz, mütereddit kişiliğe karşı sıkılan ilk kurşun anlamında kendi sömürge kişiliğine sıkılmış kurşun olarak ele alınmıştır. Bunlar hiç şüphe yoktur ki doğrudur. Kimisi bu günü Kürt halkının uyanış günü olarak ele almıştır. Hiç şüphe yoktur ki bu da doğrudur. Ve kimisi Kürt halkının isyanı olarak ele almıştır. Hiç şüphe yok ki bu da doğrudur. Bunlar ve bunlara benzer değerlendirmeler çok yapılmıştır. Belki de daha çok da yapılacaktır.
Ancak 15 Ağustos’un bunlardan daha fazla şeylerde içerdiği bir o kadar da açıktır. Kürtlerin ataları olan Medlerin ve Magların M.Ö. 521–522 yılında uğradıkları Magamoni’den bu yana kendine gelemedikleri, başkalaştıkları, başkasına asker oldukları, başkalarına göre yaşadıkları bu bağlamda yönlendirilerek, iç çatışmalarla enerjilerinin boşa harcandığını tarihi okuyan herkes bilir. Kürtler tarihin çeşitli süreçlerinde elbette çok direnişler geliştirmişlerdir. Görkemli isyanlara kalkışmışlardır. Onurlarına düşkün bir halk olarak her zaman bir şeyler yapmak istemişlerdir. Ama biz de biliyoruz ki bu çabalar neredeyse her zaman sadece katliamlarla sonuçlanmamışlardır, aynı zamanda Kürtler yenilgilerinin ardından fiziki olarak bir kez daha boyunduruk altına alınırlarken onlardan arta kalanlar ezenlerin okullarında, saraylarında, kasrlarında özel eğitilerek kendi adamları yapmak için her şeyi yapmışlardır. Ve önemli ölçülerde bunu başarmışlardır da. En somut olarak 18. yy isyanları ardından Babıâli okullarında yetişen ve sonralarda Kürt halkının başına musallat olmuş Hamidiye Alayları Komutanları başta olmak üzere ne kadar hakların başlarına bela oldukları gösterilebilir. Bir nevi bir Mangurtlaştırmayı yaratarak geleceğin işbirlikçi tohumlukları yaratılmışlardır. Ve bu adeta Kürtlerin kaderi olarak 15 Ağustos bayramına kadar gelen ve yaşayan, yaşatılan bir gelenek olmuştur.
15 Ağustos işte bu kişiliğe ve Magomoni tarihine sıkılan bir kurşun olmuştur. Bu bağlamda ezik, büzük, kendine güvensiz, kararsız, kendisi olmaktan çıkarılmış kişiliğe vurulan ve sıkılan kurşun olmuştur. Ve bu aynı zamanda Kürdistan’da yaratılan bir kültürün yeniden doğması olmuştur. Bu ise geçmişte despotizme karşı halklar lehine ortaklaşarak, birleşerek geliştirilen bir başkaldırı kültürüdür. Ve bu kültür de ezik, büzük durmak yoktur. Bu kültürde arada kalmak yoktur. Bu kültürde kendine güvensizlik yoktur. Bu kültürde boyun eğme asla ama asla yoktur.
Bu kültürde direniş vardır, kendine güven vardır. Halklara sevda besleme vardır. Kardeşliğe sonuna kadar sarılma vardır. Kendisi ile barışık olarak halklarla barışık yaşamak vardır. Ve içi ile dışı bir olmak vardır. Bu ise uyumlu olan, hastalıklarda uzak, kaprislerde uzak yeni bir kişiliğin mayası vardır.
İşte bu yeni kişilik mayalanması bir Kültürel yeniden yaratılmadır ki buna Kültürel bir devrim demek yerinde bir tespit olmaktadır. Ve bunu yaratan ise 15 Ağustos 1984 diriliş bayramının kendisidir.
Yaşasın halklarımızın diriliş bayramı 15 Ağustos günümüz.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 16 Ağustos günü gündüz saat 14:30 sıralarında Hakkari’nin (Colemerg) Yüksekova (Gever) ilçesine bağlı Tubê, Zalê Jer ve Zalê Jor Köyleri ile Cilo yamaçlarına yönelik olarak TC ordusu tarafından Kobra tipi helikopterlerle bombardıman yapılmıştır. Yapılan bombardımanın ardından ise aynı alana obüs ve havan saldırısı yapılmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
16 Ağustos günü (bugün) sabah 05:00 - 06:00 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarına bağlı Zağros’un Avaşin alanına bağlı Meze Köyüne yönelik TC ordusu tarafından obüs ve havan saldırısı yapılmıştır.
16 Ağustos 2009
HPG Basın-İrtibat Merkezi
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 12 Ağustos günü Bingöl’ün Adaklı ilçesine bağlı Şehit Xebat alanına yönelik olarak TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Küçük kontra birliklerin alanda pusulama faaliyetleri yürüttüğü operasyon aynı gün sonuçsuz geri çekilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 10 Ağustos günü Batman’ın Sason ilçesine bağlı Geliyê Zorê, Şex Hamza, Sinda, Dumila ve Vegenê alanlarına yönelik olarak TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Operasyon devam etmektedir.
- Ayrıntılar