HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

16 Haziran 2023’te şehit düşen PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Şivan Cîlo Gever’i anan HPG komutanlarından Îrfan Cûdî, “Kürdistan’ın dört parçasında mücadele eden heval Şivan, partimizin ve halkımızın büyük bir değeriydi” dedi.

HPG komutanlarından İrfan Cûdî, Türk devletinin saldırısı sonucu 16 Haziran 2023’te Medya Savunma Alanları’nda şehit düşen PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Şivan Cîlo Gever’i (Yunus Demir) andı.

Şehit Şivan Cîlo şahsında tüm şehitleri anarak sözlerine başlayan Îrfan Cûdî, sonuna kadar şehitlerin izinden gideceklerini ve Önder Apo ile şehitlere verdikleri sözü bir kez daha yinelediklerini belirtti.

Şivan Cîlo’nun, Apocu harekette emeğiyle öne çıkan ve ağırlıklı olarak askeri çalışmalarda yer aldığını hatırlatan Îrfan Cûdî, şunları söyledi:

“Heval Şivan, dört parça Kürdistan’da mücadele yürüttü ve kendisini ispatladı. Gerillacılığın her kademesinde yer aldı; görevlerini başarılı bir şekilde yerine getiren örnek bir arkadaştı. Şehadetini duyduğumuzda çok üzüldük. Onu tanıyan arkadaşlar, heval Şivan’ın şehadetinden çok etkilenmiştir. Bu vesileyle öncelikle heval Şivan’ın ailesine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyoruz. Hareketimizde bu kadar emek veren, büyük değerler yaratan, bize bu yolu gösteren arkadaşların izinden gideceğiz.

Heval Şivan’ı tanıyan arkadaşlar onun emeğini, mücadelesini esas alıyor. Kişiliğini, emeğini, savaşçılığını ve komutanlığını her zaman örnek alacağız. Amaç ve hedeflerine ulaşana kadar şehit yoldaşlarımıza verdiğimiz söze bağlı kalacağız.

Heval Şivan denildiğinde insanın aklına yurtseverlik, emek, fedakarlık ve cesaret geliyor. Heval Şivan’da gördüğüm şeyler bunlardı. Yine insanın aklına mütevazılığı geliyor.

Şemzînanlı bir arkadaştı. Yurtseverliğin çok güçlü olduğu bir bölgede dünyaya gelmişti. Kendisinde de böyle güçlü bir yurtseverlik yaratmıştı. Zaten heval Şivan’ı tanıdığınızda, yurtsever ve ulusal değerlere bağlı bir insan olduğunu görürdünüz. Çünkü Bakur halkımızın özelliklerini taşıyordu, Rojhilat halkımızın özelliklerini taşıyordu, Başûr halkımızın özelliklerini taşıyordu. Zaten büyüdüğü coğrafya ve toplum, bu özellikleri almasına müsaitti.

Büyüdüğü coğrafya hiçbir zaman yurtseverliğini, Kürtlüğünü kaybetmemiştir; orada her zaman bir mücadele gelişmiştir. Apocu Hareket ortaya çıktığında da heval Şivan bu Hareket’ten etkileniyor. Tabii oradaki halkımız da Şivan heval gibi gençler de biraz şanslıydı; çünkü gerillacılık o alanlarda başladı ve oradaki halkımız Hareket’i erken tanıdı.

Şivan arkadaş da henüz çocuk yaşta hareketi tanıdığını ve ondan etkilendiğini belirtiyordu. Apocu Hareket’in ve gerillacılığın geliştiği 90’lı yıllarda da saflara katılıyor. Gerillacılık yeni bir yöntemdi. Geçmişte Kürdistan’da savaşlar yaşanmıştı ama gerillacılık, özellikle de Apocu gerillacılık halk üzerinde bir etki yaratıyordu Heval Şivan da bu şekilde katılım sağladı.

Gerillanın mücadelesi belki 80’li yıllardan sonra başladı ama bilindiği gibi özellikle 90’lı yıllarda Gever, Colemêrg, Şemzinan hattında serhildanlar düzeyine ulaştı. Bu etkenler de gerillaya katılımı artırdı. Heval Şivan kısa bir süre içerisinde gerilla yaşamına adapte oluyor. Katılımda ve görev almada büyük gelişmeler sağlıyor. Sadece askeri anlamda değil, zihniyet anlamında da partiyi tanıma ve kendisini geliştirme anlamında da bilinçleniyor.

Mesela ideolojik anlamda bir düzeye ulaşmış, örgütlenme alanında sorumluluk almış ve askeri anlamda en üst düzeyde komutanlık yapmıştı.

Heval Şivan kısa bir dönem okula gitmişti ama genel olarak kendisini geliştirmiş ve bilinçlenmişti. Bizim için zaten düşman okulunda okumak belki bazı konularda avantaj sağlıyordur ama yurtseverlik, devrimcilik ve öncülük konusunda asimilasyon politikaları uygulanıyordu okullarda.

Partide önemli olan, nasıl bir kişiliğe dönüştüğün, nasıl bir düzeye ulaştığındır. Heval Şivan belki teorik olarak çok okumamıştı ama gerçekten de bilinçli bir insandı. Parti bilinci, parti ideolojisi, askeri bilinç ve özellikle de savaş taktikleri konusunda örnek bir arkadaştı; adeta bir kitaptı.

Çok sade bir arkadaştı ama konuştuğunuzda sanki bir akademisyen konuşuyordu -böyle bilinçli bir arkadaştı. Bu da nereden geliyor? Önderlik, ‘Ne kadar pratik yürüttüysek o kadar da bilinçlendik; ne kadar bilinçlendiysek, o kadar da pratik yürüttük’ diyor. Heval Şivan da bu anlamda bilinçlenmişti.”

‘EN ZORLU ALANLARDA GÖREV YAPTI’

Şehit Şivan Cîlo’nun çok mütevazı biri olduğunu ve onunla kalan herkesin bunu gördüğünü söyleyen İrfan Cûdî, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Heval Şivan, aynı zamanda çok sabırlı bir arkadaştı. Özellikle zorluklar ve sıkıntılar karşısında sabırlı davranırdı. Zaten sabırlı ve mütevazı olmayan bir insanın o alanlarda çalışma yürütmesi mümkün değildi.

Zagros’da, Şemzinan’da gerillacılık yaptı ama aynı zamanda Bakur’un diğer alanlarında da pratik yürüttü. En zorlu, en sıkıntılı alanlarda çalışma yürüttü. Bir dönem de Rojhilat’taki gerilla alanlarında çalışma yürüttü. Hatta son yıllarda Rojhilat’ta gerillacılığın gelişmesine öncülük etti, birçok alanı bizzat kendisi açtı. Kürdistan gibi çok dilli, çok kültürlü bir coğrafyada nereye giderse gitsin hiçbir zorluk ona engel olmadı. Başûr’da da aynı şekilde çalışma yürüttü.

Rojava Devrimi’yle birlikte en zorlu alanlara gitti ve devrimin gelişmesinde rol oynadı. Mesela Kobanê direnişinde ve Rojava’daki birçok hamlede yer alması tesadüf değildi.

Özellikle son yıllarda, 2020’den sonra, hatta son 10 yılda Kürt halkına yönelik soykırımı sonuca ulaştırmak isteyen Türk devleti geniş bir işgal saldırısı başlattı. 2020’den sonra Zap, Zagros, Avaşin alanlarına yönelik saldırılara karşı heval Şivan en üst düzeyde görev aldı, direniş sergiledi ve bu temelde görevlerini yerine getirdi. Bunlar tesadüf değildir.

Bunları neden anlatıyorum? Çünkü heval Şivan büyük bir inançla çalışmalarını yürütüyordu; moralli, sabırlı ve mütevazıydı. Savaşçı olsun, sorumlu olsun, aldığı tüm görevlerde fiziki olarak kendisi de çalışma yürütür ve bu şekilde arkadaşlara öncülük ederdi. Bu konularda örnek bir arkadaştı.

2010 yılından itibaren birlikte gerillacılık yapma imkanımız oldu ama çok daha önceleri birbirimizi tanıyorduk. 2000 yılında heval Şivan Erzurum Eyaleti’ne gitmişti ve orada çalışma yürütüyordu.

O dönem zorlu yıllardı. Uluslararası komplo olmuş, güçlerimiz 99 yılında Bakur’un bazı eyaletlerinden çekilmişti. Ayrıca yeniden yapılanma süreci başlatılmıştı. Bundan dolayı hareketimiz zorlu bir süreçten geçiyordu.

Bakur’da kalan gücümüzün değişmesi ve yeni süreci anlaması için, çekilmesi gerekiyordu. Eğitim gören güçler tekrar Bakur’a geçiyordu. Heval Şivan da bu çalışmalarda yer alıyordu.

2000 yılında takviye olarak Bakur’a giden ilk gruptaydı. 1999-2000 yıllarında en çok zorlandığımız eyalet de Erzurum Eyaleti’ydi. 2001 yılında ise kuryelik görevi yapıyordu. Erzurum, Dersim eyaletlerinden Başûr’a gelen, yine o eyaletlere giden arkadaşların sorumluluğunu üstlenmişti. Bu çalışmayı yürütüyordu.

Biz de bir grup arkadaş olarak 2001 yılında Erzurum Eyaleti’ne geçtik. O süreçte heval Şivan ile tanıştık. Kendi talebiyle kurye çalışmalarında yer alıyordu.

Bir sohbetimizde şöyle demişti: ‘Eyalete geldiğimizde bu eyaletlerde olan bazı arkadaşlarımız on yıldır buralarda. Erzurum’da, Dersim’de on yıldır görev yapan arkadaşlar var. Yeni bir süreç gelişti, o yüzden bu arkadaşlarda da bir değişim olması gerekir.’

Zaten Bakur’dan katılan arkadaşlarımızın çoğu ağırlıklı olarak Bakur’da kalmıştı. Tüm eğitimlerini orada almışlardı. Yani o arkadaşların ne Önderlik eğitimini ne de Başûr’daki eğitimleri görme imkanı olmuştu. Arkadaşların çoğu Önderliği ve yönetimimizdeki arkadaşları görmemişti; hatta görmeden şehit düşenler oldu. Heval Şivan da bundan bahsederek şunu demişti: ‘O arkadaşları gördüğümde onlara çok büyük bir saygı duydum. Helal olsun on yıldır bu alanlarda gerillacılık yapıyorlar, kendilerini eğitiyorlar ama buna rağmen Konsey’deki bir arkadaşımızı ya da üst düzey bir komutan arkadaşımızı görmemişler.’

Parti de imkan yaratmıştı; artık o arkadaşların değişmesi gerekiyordu. Heval Şivan da kendisini sorumlu görerek eyalet komutanına öneride bulunmuş ve gönüllü bir şekilde kurye çalışmalarında yer almıştı.”

‘İNSANA GÜVEN VEREN BİR ARKADAŞTI’

PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi şehit Şivan Cîlo Gever’in her zaman sorumluluk aldığına ve elini taşın altına koyduğuna dikkat çeken Îrfan Amed, “Aynı eyalette dört beş sene birlikte çalışma yürüttük. Heval Şivan sürekli sorumluluk alan bir arkadaştı. Eyaletten geldikten sonra Başûr’da da aynı şekilde sorumluluk aldı.

2000’li yıllarda en az on grubu Bakur’dan Başûr’a götürüp getirmiştir. Bu öyle kolay bir şey değildir. Erzurum alanından Serhat alanına bir grubun gelmesi bazen on beş günü buluyordu. O dönem biraz moralsizlik de vardı, düşman da fırsatını bulduğu an saldırıyordu. Birçok grubumuz 99’da o hatta şehit de düştü.

Heval Şivan’ın o dönemde gönderdiği gruplarda tek bir kayıp dahi yaşanmamıştı. Grupları başarılı bir şekilde alanlarına ulaştırıyordu. 2001 yılında Serhat’a ulaştığımızda kar yağmıştı. Heval Şivan ile Geliyê Zîlan’da karşılaştık. Biz geçtik, heval Şivan da son grubu geçirdikten sonra Rojhilat’a, oradan da Başûr’a dönecekti.

Heval Şivan çok fedakar bir arkadaştı. Asla ‘Günlerdir yollardayım, yorulduk, dinlenelim’ demedi. Zaten ‘Geç kaldık, hemen gitmemiz gerekir’ dedi. Hem sorumluydu hem de çok büyük bir emek sarf ediyordu; yorulmak nedir bilmiyordu.

Hareketleri, konuşmaları ve tarzı insana güven veriyordu. İlk defa karşılaştığımızda bu güven oluşmuştu bende. Bizi eyalete götürdüğünde hiç durmadan her gece yürüdük; istisnasız sabaha kadar yürüdük. Yorulduğunu, sıkıntı çektiğini ya da güvenlik sorunu olduğunu bize hiç yansıtmadı.

2004 yılında Erzurum Eyaleti’nden Başûr’a geldi. O zaman birbirimizi daha iyi tanıdık. Erzurum Eyaleti’nde kaldığım yıllarda en çok desteğini ve yardımını gördüğüm arkadaşlardan biridir heval Şivan.

Gerektiğinde savaşçılık yapıyor, gerektiğinde kuryelik yapıyor, gerektiğinde gidip kamp kuruyor, gerektiğinde de gidip eylem yapıyordu. Bu konuda her zaman en üst düzeyde görev ve sorumluluk alıyordu.

Şivan heval sadece komutan değildi; aynı zamanda savaşçılık ve kuryelik görevlerini de yerine getiriyordu. Planlamasını yapar, yanına üç arkadaş alıp göreve giderdi. ‘O arkadaşların tim komutanıdır’ diye düşünüyordu insan. Bu şekilde o arkadaşlara da öncülük ediyordu.

Pratikte, yaşamda, eylemlerde ve her görevde öncülük yapıyordu. Bu yüzden heval Şivan’ın yanında olan arkadaşlar zorlanmıyordu. Tüm güçlerimiz heval Şivan’ın yanında olmaktan mutluydu. Çünkü sabırlı biriydi; arkadaşların düştüğü eksikliklere hemen tepki vermiyor, tahammül ediyordu. Ama bazen de öfkeleniyor, o zaman da patlıyordu. Arkadaşlar da ‘Eğer heval Şivan sinirlenmişse demek ki onun sabrı da bize yetmedi’ diyerek toparlanıyorlardı.

Dediğim gibi, o dönem bazı güçlerimiz Bakur’dan çekilmişti ama yeni süreç temelinde eyaletlere yerleşme bizim için yeni bir durumdu. Bakur’daki o sürecin başlangıcında heval Şivan yer aldı. Güçlerin eğitilmesi, değişmesi ve yerleşmesi konusunda her eyalette ve her kademede görev aldı. Çok büyük bir emek verdi” ifadelerini kullandı.

‘GİTTİĞİ HER ALANDA HEM HALK HEM DE YOLDAŞLARI ÜZERİNDE BİR ETKİ YARATIRDI’

Şehit Şivan Cîlo’nun bulunduğu her alanda üstlendiği tüm görevleri başarılı bir şekilde yerine getirdiğinin altını çizen Îrfan Cûdî, “Heval Şivan hem yaşam hem de örgütsel anlamda güçlü pratikler yürütürdü. Pratik yönü ağır basardı; ‘Günlerce oturup tartışalım, değerlendirme ya da hazırlık yapalım’ gibi bir durum yoktu heval Şivan’da. Bir çalışma olduğu zaman hemen yanındaki arkadaşları da örgütler ve göreve giderdi. Bu tür durumlara birçok kez kendim de şahit oldum.

Çok konuşan bir arkadaş değildi ama sohbeti, şakaları ve hem arkadaşlarla hem halkla üslubu farklıydı. Herkesle bir bağ kuruyor, karşısındakini bu şekilde etkiliyordu.

Mesela Erzurum Eyalet’inde Dersim, Bingöl, Erzurum ve Serhat kitlemiz vardı; köylüler heval Şivan’dan çok etkileniyordu. Bir çoban onu gördüğünde etkileniyor, bir köye gittiğinde köylüler etkileniyordu.

Bir dönem Rojhilat’ta çalışma yürütmüştü. Oradaki arkadaşlar, Rojhilat halkının da heval Şivan’dan çok etkilendiğini söylüyordu. Demek ki özünde böyle biriydi. Varto bölgesinde gizli bir yerde kalmıştık; akşam üzeriydi bir çobana rastladık. Normalde heval Şivan, buralardan geçerken kimseye görünmeyelim derdi ama nasıl olmuşsa çobanla karşılaşmıştı. O köyün çobanı, heval Şivan’ı görür görmez hemen gelip sohbet etmişti.

Yanımıza geldiklerinde ‘Ne zaman gidelim?’ diye sorduk heval Şivan’a. ‘Bu köyün çobanı koyunlarını bize bırakıp köye gitti. Size ihtiyacınız olan şeyleri getireceğim, o yüzden bekleyin’ dediğini söyledi. Biz de ‘Ekmeğimiz var, bir ihtiyacımız yok’ dedik. Heval Şivan da ‘Mesele farklı’ dedi. Sanırım heval Şivan’ın grubu daha önce de oradan geçmiş ve çobandan bir şeyler istemiş; çoban da o zaman onlara inanmamış, korkmuş ve ‘yok’ falan demiş. Arkadaşlar da sesini çıkarmayıp gitmişler.

Meğer arkadaşlar gittikten sonra kurt sürüye girmiş ve bazı koyunlar telef olmuş. O çoban da ‘Demek ki bunlar arkadaşlardı ve benden bir şey istediler, ben de yerine getirmedim. Demek ki yanlış bir şey yaptım ki Allah da beni cezalandırdı. Bu kadar sürünün içinden neden geldi, benim koyunlarımı telef etti?’ diye düşünüyor.

Biz de oradan geçtiğimizde heval Şivan tesadüfen yine çobanı görüyor. Zaten çoban hemen gelip heval Şivan’ı tutuyor ve özür diliyor. Arkadaşlar, ‘Ne oldu?’ diye soruyor. Çoban da anlatıyor: ‘Geçen sefer, birkaç ay önce buradan geçmiştiniz, benden bir şey istediniz ben de yerine getirmedim. Ama sonra Allah beni cezalandırdı. Siz gittikten sonra kurt sürüye girdi. Bu sefer kesinlikle sizi bırakmıyorum; koyunlarım burada dursun, yarım saat kalsınlar ben de köye gidip evimden size bir şey getirip borcumu ödeyeceğim.’

Heval Şivan gerek olmadığını, ekmeğimizin olduğunu falan söylüyor ama ne yapsalar da çoban köye gidip ekmek falan getirdi. Daha sonra yolumuza devam ettik. Yani heval Şivan’ın böyle halkçı bir yönü vardı. Köylüler üzerinde böyle bir etkisi oluyordu” diye konuştu.

‘ÇALIŞMALARINDA HER ZAMAN BAŞARILI OLMAYI ESAS ALIRDI’

Şehit Şivan Cîlo’nun askeri anlamda da kendisini çok geliştirdiğini kaydeden HPG komutanlarından Îrfan Amed, son olarak şunları aktardı:

“Heval Şivan savaşın her aşamasına katıldı, komutanlık yaptı. Özellikle Rojava sürecinde savaş daha da büyümüştü; o hamlelerin sorumluluğunu aldı ve komutanlık yaptı.

Rojava sürecinde orada olduğunu duyduğumuzda başarılı olacağını biliyorduk. Son yıllarda da Medya Savunma Alanları’nda görev aldı. Zaman zaman toplantılarda bir araya geliyorduk, birlikte çalışma yürütüyorduk. Daha bilinçli, daha fazla sorumluluk alan, olgun ve mükemmel bir durumdaydı.

Gerilla tarihimizdeki son on yıl farklıdır. Özellikle 2020 yılından bu yana işgalci Türk devleti, NATO’nun desteği ve Kürt ihanetçilerinin yardımıyla Zap ve Avaşin’de başlattığı savaş normal değildi. Heval Şivan bu alanlardaki savaşlarda sorumlu oldu ve komutanlık yaptı.

Birkaç kış birlikte kaldık. Okuma konusunda kendisini eksik görüyordu; mesela kış bitene kadar istisnasız bir şekilde sürekli kitap okuyordu. Eğitim zamanları dışında kalan vaktinde gece yarılarına kadar kitap okurdu. Birçok kez buna şahit oldum. Açıkçası heval Şivan’dan ne kadar bahsetsek eksik kalır.

Heval Şivan’ın kişilik özelliklerini mutlaka dile getirmemiz ve unutmamamız gerekir. Çalışmalarında her zaman başarıyı esas alırdı; bunun dışında bir şeyi asla kabul etmezdi. Yanlış anlaşılmasın, yani büyük veya küçük çalışma falan değil, yaptığı her çalışmada mükemmeldi. Bu yüzden de asla başarısızlığı kabul etmezdi.

Son yıllarda birlikte bir toplantıya katıldık. Bazı konularda eleştiriler vardı, özellikle de Medya Savunma Alanları’daki pratiklere yönelik. Heval Şivan da bazı eksiklikler olduğunu biliyordu; o yüzden değerlendirmelerinde zorlanıyordu. Özellikle platformda çok zorlanmıştı ve şöyle diyordu: ‘Bu durumu kabul etmiyorum, mutlaka telafi edeceğim.’

Israrlıydı ve görevini yarım bırakmak istemiyordu. Bu yüzden hiçbir zaman başarısızlığı kabul etmezdi. Şivan arkadaş partimizin ve halkımızın bir değeriydi. Apocu devrimde heval Şivan gibi değerler çıktı. Onların kayıpları çok ağır; elbette yerleri doldurulamaz ama biliyoruz ki yarattıkları değerler kalıcıdır. Zaten bizler de bu temelde mücadele ediyoruz. Heval Şivan yaşamını ve mücadelesini kusursuz bir şekilde sürdürdü.

Heval Şivan’ı tanımak, örnek almak ve bu temelde şehitlere bağlılığımızı güçlendirmek görevimizdir. Heval Şivan gibi şehit arkadaşlar görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirdi. Bundan sonra onların yarattığı mücadeleyi sonuca götürmek bizim için bir talimattır. Şehitlere bağlılığımızı ancak bu şekilde ispat edebiliriz.

Heval Şivan gibi bir arkadaşla yoldaşlık ettiğimiz için kendimizi çok şanslı görüyoruz. Sonuna kadar onun ve tüm şehitlerin emeğine bağlı kalacağız. Şehitlerimizin silahlarını asla yerde bırakmayacağız.

Amaçlarını yerine getirene kadar, özgür bir Önderlik, özgür bir halk ve ülke olana kadar şehitlerimize verdiğimiz söze bağlı kalacağız. Önderliğimize verdiğimiz söz temelinde sonuna kadar Önderlik çizgisinden gideceğiz.”